BU BİR ÇELİŞKİ DEĞİL, HAK ARAYIŞININ ONURLU ADIDIR

Diyanet Birlik Sen Görüşüdür
Sayın Tayyar Altıkulaç’ hocamızın kaleme aldığı “Diyanet ve sendika çelişkisi” başlıklı yazısında, Diyanet personelinin sendikal faaliyetlerinin siyasallaştığı, teşkilat yapısına zarar verdiği ve 633 sayılı Kanun’un 25. maddesiyle çeliştiği yönünde değerlendirmeler yapılmıştır.
Diyanet Birlik Sen olarak bu yazıdaki bazı tespitlere katılıyor, bazılarına ise ilkesel ve yapısal itirazlarımızı dile getiriyoruz.
Siyasallaşmış Sendikalardan Biz de Rahatsızız
Evet, bugün sahada bazı sendikalar, adeta bir siyasi partinin uzantısı gibi hareket etmektedir. Bu yapılar;
• Teşkilatı baskı altına almakta,
• Makam dağıtımı ve kadro sürecinde rol üstlenmekte,
• “Siyasi sadakat” üzerinden üyelik ilişkisi kurmaktadır.
Sayın Altıkulaç’ hocamızın bu konudaki uyarıları isabetlidir ve biz de bu noktada tam anlamıyla hemfikiriz. Ancak bu yozlaşmış tabloyu gerekçe göstererek tüm sendikal yapıları suçlamak, sendikal hakkı tartışmaya açmak ve “sendikasız bir Diyanet” önermek, eksik ve hatalı bir yaklaşımdır.
Siyasallaşmış sendikalar sorundur; ama çözüm sendikasız Diyanet değildir.
Diyanet Birlik Sen: Siyasetin Değil, Diyanet Çalışanlarının Sendikasıdır
Diyanet Birlik Sen, hiçbir siyasi yapının gölgesinde olmayan; yalnızca Diyanet personelinin hukuk mücadelesini yürütmek için kurulmuş, ilkesel duruş sahibi bir sendikadır. Biz;
• Mücadelesini siyasetten değil adaletten alan,
• İlişkilerini şahsi çıkarla değil vicdani sorumlulukla kuran,
• Hiçbir partinin temsilcisi, hiçbir odak grubun aparatçısı olmayan
bir sendikal anlayışa sahibiz.
Biz diyoruz ki: Sendika siyasetin değil, teşkilatın vicdanıdır.
Diyanet Birlik Sen, siyasetsiz, tarafsız, ilkeli sendikal duruşun adıdır.
Müftüler Neden Sendikayı Hedef Alıyor?
Bugün bazı il ve ilçe müftüleri, sendikalarla adeta iç içe geçmiş, fiilen bir sendikanın temsilcisi gibi hareket etmektedir. Görevlendirmelerde, imzalarda, kadro süreçlerinde sendikal yakınlıkları açıkça göz önünde bulunduran bu kişiler, konu eleştiriye ya da hukuksuzluğa geldiğinde birden bire “sendikalar kaldırılsın” diyerek yüksek perdeden konuşmaktadırlar.
Bu bir çelişki değilse, nedir?
Sendikayla kol kola yürüyen ama denetlenmekten rahatsız olan bu anlayış; sendikayı değil, hesap vermeyi istememektedir.
Bu tür idarecilerin sendikaya düşmanlık etmesinin sebebi;
• Keyfi işlemlerinin teşhir edilmesi,
• Mobbing uygulamalarının raporlanması,
• Kurum içindeki adaletsizliklerin belgelenmesidir.
Sendikayı değil, takip edilmekten duydukları rahatsızlığı gizlemek istemektedirler.
Saygıyla Ama Açıkça Belirtmek İsteriz
Eski Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Tayyar Altıkulaç hocamızın, Diyanet teşkilatında yıllardır biriken yapısal sorunlar ve sahadaki personel sıkıntıları ortadayken, tüm mesaisini sendikalara yöneltmesini ve sendikalarla vakit kaybetmesini doğrusu anlamakta zorlanıyoruz.
Hocamıza samimi bir tavsiyemiz şudur:
Lütfen enerjinizi, Diyanet çalışanlarının özlük haklarının geliştirilmesi, kurum içi adaletin sağlanması, imkanların adil biçimde dağıtılması ve teşkilatın sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi yönünde fikir üretmeye ayırınız.
Sendikalar, bu sorunların dile getirilmesi için vardır; hedef alınması için değil.
Sorun Sendikada Değil, Ahlaktan Uzak Yaklaşımlardadır
Elbette yanlış yapan, sendikacılığı kişisel çıkarına dönüştüren örnekler de vardır. Ancak bunun çözümü sendikaları toptan yok saymak değil; şeffaf, hesap verebilir ve sorumluluk bilinci taşıyan bir sendikal kültürü yaşatmaktır. Bizim mücadelemiz; sendikasızlıkla değil, sendikanın yozlaşmasına karşıdır.
Diyanet Birlik Sen olarak biz;
• Sendikacılığı sadece ücret pazarlığı değil, insan onurunu koruma mücadelesi olarak görüyoruz.
• Adaletin tesis edildiği, liyakatin esas alındığı, herkesin kendini güvende hissettiği bir teşkilat düzeni istiyoruz.
• Din görevlisinin sesini duyan, sorunlarını gören, taleplerini ciddiye alan bir sendikal anlayışın öncüsü olmak istiyoruz.
• Hakkı tutup kaldıran, susturulan değil konuşan, dışlanan değil sahip çıkan bir sendikal çizgide ısrarcıyız.
• Hiç kimsenin arka bahçesi olmayan, yalnızca Diyanet çalışanlarının iradesini temsil eden bir sendikacılığı savunuyoruz.
Ve inanıyoruz ki;
Sendikacılık; kişisel hesapların değil, ortak sorumluluğun adıdır.
Diyanet Birlik Sen, bu sorumluluğu omuzlayanların buluştuğu yerdir.