PROMOSYON SÜRECİNİ ÇARPITANLARA CEVABIMIZ VAR

Son günlerde promosyon meselesi üzerinden Diyanet kamuoyuna yön vermeye çalışan bazı açıklamalar ne yazık ki hem bilgi eksikliği hem de art niyet taşımaktadır.
Şanlıurfa İbrahim Halilullah Eğitim Merkezi Öğretim Görevlisi Murat Padak’ın 2022 yılında sosyal medyada promosyon ile ilgili paylaştığı yazılar ve açıklamalar, çeşitli WhatsApp gruplarında ve sosyal mecralarda yeniden dolaşıma sokularak Diyanet personelini zan altında bırakmakta ve süreci açıkça çarpıtmaktadır.
1. MAHKEME SÜRECİ GÖZ GÖRE GÖRE SAPTIRILIYOR!
2022 yılında promosyon ihalesinde tekelleşme olduğu gerekçesiyle başta Diyanet Birlik Sen olmak üzere bazı sendikalar dava açtı.
İlk derece mahkemesi, katılım bankalarıyla yapılan anlaşmalarda rekabet koşullarının oluşmadığı yönünde karar verdi.
Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı bu kararı istinafa götürdü ve Danıştay’dan “katılım bankalarıyla devam edilebilir” yönünde karar aldı.
Yani iddia edildiği gibi mahkeme “faizli bankalarla anlaşın” demedi. Diyanet de katılım bankalarıyla yola devam etti.
2. HARAMLIK HÜKMÜ VERMEK DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU’NUN YETKİSİDİR
Murat Padak hocamız, promosyon alan personeli haşa “Allah’a savaş açmakla” itham edecek kadar ileri gitmiştir. Bu ifadeler hem aşırıdır hem de dinî hüküm verme konusunda kendini yetkili görmektir.
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun promosyon konusunda “faizdir” veya “haramdır” şeklinde verilmiş bir fetvası yoktur. Olsaydı ne Diyanet İşleri Başkanlığı, ne sendikalar ne de personel bu sürecin arkasında dururdu.
Ayrıca Diyanet personeli, faizin ne olduğunu da, haramın ne anlama geldiğini de bilecek bilgiye, inanca ve ferasete sahiptir. Neyin haram, neyin faiz olduğunu ayırt edebilecek şuura sahip olduğu gibi, şüpheli şeylerden kaçınacak kadar da promosyonu nerede, nasıl kullanacağını bilecek bir bilince sahiptir.
En sağlıklı fetvayı da doğrudan bu hayatı yaşayan Diyanet çalışanları verir.
Peki, fetva makamı ülkenin her müftülüğünde bütün bankaların davet edildiği maaş ihaleleri yapılırken “haramdır” dememişken; bireysel görüşle insanları töhmet altına sokmak neye hizmet eder?
3. ÜLKEMİZDE KATILIM BANKALARI DA BANKACILIK SİSTEMİ İÇİNDEDİR
Katılım bankaları, diğer tüm bankalar gibi BDDK’ya bağlı olarak faaliyet göstermektedir. Promosyon dağıttıkları gerçeği ortadadır. Aralarındaki fark; çoğu zaman sadece “kâr payı” terimiyle yapılan bir isimlendirme oyunudur.
Ayrıca sözde faizsiz olduklarını iddia eden bu bankalar, televizyon dizilerine sponsor olmakta, açıkça kredi reklamları yapmakta ve “faizsiz hizmet” algısını reklamla çürütmektedir.
Hiçbir hizmet üretmeden, Diyanet personelini “çantada keklik” gören bu anlayışın; dinî duyguları araçsallaştırarak kendini aklamaya çalışması kabul edilemez.
4. SENDİKALARIN MÜCADELESİ DİYANET ÇALIŞANLARI İÇİNDİR
Sendikalar, personelin alın terinin karşılığını alması için çaba gösterdi. Promosyon, devletin memura tahsis ettiği ek bir haktır.
Süreci mahkemeye taşıyan sendikalar; yapılan yanlışa dur demek, personelin hakkını aramak, gizli ve kapalı kapılar ardında yapılan şaibeli ihaleler yerine şeffaf bir sürecin işletilmesini sağlamak için bu adımı atmıştır.
Bu mücadele, faiz arayışı değil; hakkın, emeğin ve adaletin arayışıdır.
Süreci mahkemeye taşıyanlar da, hakkını arayan personel de günahkâr değil; sorumludur, bilinçlidir, hakkını korumaktadır.
SON SÖZ:
Diyanet personelini faizle itham eden, sendikal mücadeleyi küçümseyen bu açıklamaları reddediyoruz.
Diyanet’i faizli bankaların kucağına iten sendikalar değil; rekabete kapalı, hizmet vermeyen ama “ismimiz katılım” diye koltukta oturan bankalara mecbur bırakılan sistemin ta kendisidir.
Diyanet personelini diğer bankalara yönlendiren şey sadece meblağ değil;
yıllardır şubeleşmeyen, ATM yatırımı yapmayan, dijital altyapısını geliştirmeyen, maaşı zamanında ulaştıramayan, düşük limitli ATM’lerle insanları mağdur eden katılım bankalarının beceriksizliğidir.
Diyanet, katılım bankalarıyla maaş anlaşması yaptığını zannederken; birçok il ve ilçede ne şubesi ne de ATM’si olmayan bu bankalar, muhabir banka adı altında Yapı Kredi, Akbank, Garanti gibi faizli bankalarla protokol yapmıştır.
Bu yolla Diyanet personeli, faizli bankaların ATM’leri önünde sıraya dizilmiş; bu bankalara dolaylı kazanç sağlanmıştır.
Yani Diyanet çalışanları, katılım bankasından maaş alacağına; istemediği bankaların ATM’leri önünde dizilmiş, sıraya sokulmuş bir müşteri gibi kullanılmıştır.
Bu gerçekleri gören Diyanet çalışanları, aynı sistemde hizmet veren ancak yaygın banka ağına ve dijital altyapıya sahip bankaları tercih etmiştir.
Bu tercihe dayanan büyük tepki ve sendikaların kararlı mücadelesi neticesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı promosyon ihalesini tüm bankalara açmıştır.
Bu saatten sonra hiç kimsenin, promosyonu bahane ederek ne personele ne de sendikalara değerlerimiz üzerinden ithamlarla yüklenmeye hakkı yoktur.
DİYANET BİRLİK-SEN olarak haksızlığı kim yaparsa yapsın karşısında, emeğin, alın terinin ve hakkın da sonuna kadar yanındayız.
DİYANET BİRLİK-SEN GENEL MERKEZİ